ÜLKER PİRİYEVA-AZERBAYCAN
Azerbaycan Parlamentosu Milletvekili Meşhur Memmedov, Azerbaycan Temsilcimiz Ülker Piriyeva `ya 31 Mart Azerbaycan halkına karşı Soykırım günü ile bağlı konuştu..
Milletvekili Memmedov, “1918Yılının Mart Soykırımından bizleri tam 103 yıl ayırıyor. Ermeniler efsanevi “Büyük Ermenistan” fikrini gerçekleştirmek için yıllarca yurttaşlarımıza karşı etnik temizlik ve soykırımlar hayata geçirmişler. İşte, Azerbaycan halkının başına gelen en büyük trajedilerden biri de, Bakü Sovyeti’nin doğrudan desteğiyle faaliyet gösteren Taşnak-Bolşevik silahlı gruplarının Mart-Nisan ayları, 1918 yılında gerçekleştirdiği kitle katliamlarıdır, dedi.
Milletvekili Memmedov, Böyleki, Bakü Halk Komiserleri Konseyi Başkanı Stepan Şaumyan liderliğindeki Bolşevik-Taşnak rejimi döneminde, Bolşeviklerin yerel halk arasında herhangi bir otoritesi veya sosyal desteği yoktu. Aslında Ekim 1917 yılında Bakü Sovyeti seçimlerinin sonuçlarında da bu açıkça görülüyordu. Bu nedenle Stepan Şaumyan, Bakü’de Azerbaycanlılara karşı ulusal bir katliam yapmak, beşikte iken uyanmakta olan ulusal kurtuluş hareketini bastırmak, Müsavat partisinin toplumsal tabanını zayıflatmakla beraber Müslümanlara da iyi bir ders vermek istiyordu.
1918yılının Mart ayında Bakü’deki soykırımda, Taşnaktsütyun bir Bolşevik darbe düzenledi. Öte yandan I.Dünya Savaşı’nın cephelerinden çekilen Ermeni askerleri, subayları S.Şaumyan tarafından Bakü’de örgütlendirilmişti. Daha sonra 1918yılı 19 Nisan Bakü Sovyeti’nin bir toplantısında Şaumyan, Bakü’nün milli kompozisyonundan çok korktuğunu ve Ermeni-Taşnak alaylarının yardımını asla reddedemeyeceğini itiraf etmişti, söyledi.
Milletvekili Memmedov, “31 Martın sabahı, tüm ermeni askeri birliklerinin liderleri aynı zamanda, silahlı ermeni aydınları, Devrimci Savunma Komitesi’nin karargahına geldiler. Buradan bilgilendirilerek Müslüman mahallelere gönderildiler. İyi silahlanmış ve iyi eğitilmiş ermeni askerleri Müslümanların evlerine baskınlar yapıyor, sakinleri öldürüyor, çocukları hançer ve süngülere geçiriyor, küçük çocukları yanan evlere atıyordular. Sivil nüfusu dehşete düşüren ve hedeflerine ulaşmak için her türlü zulme başvuran Bolşevik-Ermeni cellatlar, Müslüman kadınları daha şiddetli bir şekilde öldürüyordu.
Sadece şehrin bir yerinde, kulakları, burunları kesilmiş, karınları yırtılmış 57 Müslüman kadının cesedi bulundu. Birçok genç kadın diri diri duvara çivilenmiş halde bulundu. Makineli tüfekler ilk olarak şehrin uygun yerlerine kaçan nüfusu vurmak için konuşlandırılmıştı, bir sözle, tam bir dehşetti.
Korkunç bir soykırıma maruz kalan Azerbaycanlılar, 31 Mart’ta direnişi durdurdular. Lakin Ermeni Taşnak birlikleri 2 Nisan gecesine kadar soykırıma devam ettiler.
Ne yazık ki, Taşnak-Bolşevik askeri birlikleri, Bakü’den sonra Karabağ’ın yanı sıra Doğu Anadolunun yanı sıra, Güney Azerbaycan’da Azerbaycan halkına karşı soykırımlar gerçekleştirdi.
Tarihimizi çok iyi bilen ve Ermeni karakterine aşina olan milli lider Haydar Aliyev’in 26 Mart 1998 yılında imzaladığı Azerbaycan Cumhuriyeti Cumhurbaşkanının “Azerbaycanlıların Soykırımı Üzerine” Kararı, bu yaşanılan dehşetlere yeterli bir siyasi değerlendirme verdi ve bununla da 31 Mart “Azerbaycanlıların Soykırımı Günü” ilan edildi.
Vatan Savaşı Zaferimizden sonra ermeni işgalinden kurtarmış olduğumu Karabağımızda şehir ve köylerin yıkıldığını, tarihi eserlerin halini gördüğümüzde bir kez daha Ermeni vahşetlerine yakından tanık oluyoruz. Maalesef geçen yüzyılda yaşanan Mart soykırımından yetinmediler ve Hocalı trajedisini gerçekleştirerek bir kez daha kendi vahşiliklerini dünyaya kanıtlamış oldular.
Yıllar geçmesine rağmen ne tarih ne de halkımız bu zulmü unuttu ve soykırımın kurbanları her yıl saygıyla yad edilmekte.
Bir çok ülkelerin diplomatik temsilcilerinin işgalden kurtarılmış topraklarımıza tekrar tekrar ziyaretlerinde, ülkemizle işbirliği yapan ülkeleri temsil eden diplomatlar, Ermeni zulmünü kendi gözleriyle görüyor ve Azerbaycan’ın gerçek sesini, ermenilerin bu yaptıkları vahşilikleri tüm dünyaya duyuracaklarına umut ediyoruz.
Azerbaycan devleti emin ellerde, güçlü bir devletimiz, güçlü bir devlet başkanımız, profesyonel bir ordumuz var. Halkımız bu trajedileri bir daha asla yaşamayacaktır, onlar her daim yaptıklarıyla soykırım kurbanlarının ruhlarını sevindirecektir diye belirtti..