Ülker Piriyeva – Azerbaycan
Azerbaycan Milletvekili Meşhur Memmedov , Temsilcimiz Ülker Piriyeva ‘ya verdiği açıklamada, “Şuşa’nın restorasyonu, Azerbaycan ruhunun şehre dönüşüdür” – diye gururla tarihe not düştü…
Aziz Şuşa’daki “Harıbülbül Müzik Festivali”nin üzerinden günler geçmesine rağmen millet olarak o büyük festivalin bizde olan etkisi devam etmekte. Şuşa’yı simgeleyen çiçeğin adını taşıyan “Harıbülbül” müzik festivalinin ilk olarak Mayıs 1989 yılında Şuşa’nın gizemli Cıdır ovasında düzenlendiğini not edeyim.
Evet, 32 yıl sonra düzenlenen bu yılki Harıbülbül Festivali Haydar Aliyev Vakfı tarafından düzenlendi. Festival çerçevesinde Azerbaycan müziğinde çokkültürlülük temalı Azerbaycan’da yaşayan farklı halkların müzik eserleri sunuldu, halk türküleri ve klasik müzik proğramı düzenlendi.
Şuşa şehri tarihsel olarak Azerbaycan’ın tarihi, kültürel, sosyo-politik yaşamının önemli merkezlerinden biri, ülkemizin kültür beşiği, aynı zamanda Kafkazın konservatuarı olmuştur. Şuşa şehri, 8 Mayıs 1992 tarihinde Ermenistanın işgalci askeri güçleri tarafından işgal edilmiş ve buradaki halkımızın tarihi ve kültürel mirasını yok etmek için bir vandalizm politikası uygulanmıştır.
Elbette Kahraman Ordumuzun kararlı mücadelesi ve gücü nedeniyle tarihi adalet yeniden sağlandı ve 8 Kasım 2020’de Şuşa şehri işgalden kurtarıldı.
Muzaffer Başkomutan’ın “Şuşa bizim! Karabağ bizimdir! ” Bu vesileyle tüm Azerbaycan halkını tebrik eden o titrek ve gururlu sesi hala duyuyoruz:
“Azerbaycan halkına bu müjdeyi vermek belki de hayatımın en mutlu günlerinden biridir. Babamın vasiyetini yerine getirdiğim için çok mutluyum. Şuşa’yı kurtardık! Bu büyük bir zaferdir! Aziz Şuşa, özgürsün! Biz geri döndük! Değerli Şuşa, seni dirilteceğiz! ”
Tabii ki, kurtuluşun hemen ardından kente, tarihi ve kültürel mirasına ve doğasına verilen hasarın derhal bir envanteri yapıldı ve restorasyon çalışmaları başlandı. Şuşa’nın kurtuluşu gibi, restorasyonunun ve Azerbaycan kültüründe hak ettiği yeri almasının da Ulu Önder’in en büyük hedeflerinden biri olduğunu söylemeliyim. Azerbaycan kültürünün önemli merkezlerinden biri olan Şuşa’nın korunması Ulu Önder Haydar Aliyev’in özel ilgi alanındaydı. Böylece, 1977’de, onun inisiyatifiyle, Şuşa’nın tarihi bölümünü tarihi ve mimari bir rezerv olarak ilan etme kararı alındı. Böylelikle, bu karar neticesinde Şuşa’daki anıtların korunması ve önde gelen kültür ve sanat insanlarımızın hatıralarının yaşatılması için önemli adımlar atıldı.
Sayın Cumhurbaşkanı Aliyev Şubat ayı başlarında Azerbaycan Televizyonuna verdiği röportajda Şuşa’nın kültür başkenti ilan edileceğini söylemişti. Elbette kararnamenin imza tarihi olarak 7 Mayıs seçimi de önemli mesajlar içermekte.
Şuşa şehrinin 8 Mayıs 1992’de ermeniler tarafından işgal edildiğini bütün dünya biliyor. Aynı zamanda, Ermeniler bu günü her yıl bir zafer bayramı olarak kutladılar, dünyanın farklı yerlerinde yaşayan Ermeniler, o gün yaşanan farklı olaylarla işgale uluslararası destek sağlamaya çalıştılar, şehrin adını çarpıtarak ve Şuşi olarak sundular.
1992’den beri her yıl 8 Mayıs’ı kutlayan Ermenistan, 29 yıl sonra “Şuşa”nın Azerbaycan’ın kültür başkenti olmasıyla bu tarihi karşılamaya mahkumdur. Bununla da, dünya ermenilerine “Şuşi” adında bir şehir yoktur, olmamıştır və hiç bir zaman olmayacaktır mesajını verdik. Şuşa’nın Azerbaycan’ın kültür başkenti olarak ilan edilmesi, aslında tarihimizin çarpıtılmasına katkıda bulunan diğer ülkelere bir mesajdır. Maalesef, en önemli kültür merkezlerimizden birinden tarihimizin izlerinin silinmesinde Ermenistan ile birlikte başka ülkeler de bilerek veya bilmeyerek onun yanında yer aldılar.
Ne yazık ki, onlar Azerbaycan’ın İslam mimarisini, Karabağ şehir planlama geleneklerini, Şuşanın Türk-Cavanşir hanedanının anıtlarından olan Yukarı Gövherağa Camii’ni bir Pers mimari anıtı olarak restore etmek ve özelleştirmek gibi bir girişimde bulunmuştular.
Cumhurbaşkanı İlham Aliyev konuşmalarında tarihimizi özelleştirme yönündeki bu tür girişimleri şiddetle kınadı:
“Ne yazık ki bir ülkenin şirketi de böyle çirkin işlerde ermenilerle işbirliği yaptı. Elbette Yukarı Gövherağa Camii’nin onarımı kabul edilemez. Bizim iznimiz olmadan kaçak yollarla topraklarımıza geldikleri için, orada aylarca yaşadıkları, iddia edildiğine göre bu camiyi Ermenistan’ın kriminal cuntası ile işbirliği içinde güya onarmışlar. Ancak bizim böyle onarımlara ihtiyacımız yok, kimse kandırılmamalı, kimse bu yalanı takip etmemeli. Tüm camilerimizi tamir edip restore edeceğiz”.
Bu gün, Şuşa’nın bir kültür merkezi olarak ilan edilmesinin doğal olarak yerli izleyicilere de bir mesajı vardır.
Cumhurbaşkanı Aliyevin Azerbaycan Televizyonu’na verdiği röportajda Şuşa’nın çeşitli oligarklar tarafından zabt edilmesine izin verilmeyeceğini vurguladı.
Şuşa’nın restorasyonu, Azerbaycan ruhunun şehre dönüşüdür.
Şuşa şehri sadece Azerbaycan’ın değil tüm dünyanın da en güzel şehirlerinden biri olacaktır. Cumhurbaşkanı Sayın İlham Aliyev’in söylediği gibi Şuşa’nın girişinde Azerbaycan bayrağı dalgalanıyor ve sonsuza dek dalgalanacaktır.