ADALET TERAZİSİNİN DOĞRU TARTMASI KADAR ADALETİN GECİKMEMESİ DE ÖNEMLİDİR

ADALET TERAZİSİNİN DOĞRU TARTMASI KADAR ADALETİN GECİKMEMESİ DE ÖNEMLİDİR.
ADALET TERAZİSİNİN DOĞRU TARTMASI KADAR ADALETİN GECİKMEMESİ DE ÖNEMLİDİR

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 24. Dönem Adli Yargı Hâkim ve Cumhuriyet Savcıları Kura Töreni’nde yaptığı konuşmada, “Adalet, mülkün temeli olduğu kadar sosyal barışın, refahın, istikrarın, kalkınma ve büyümenin de lokomotifidir. Temel hak ve özgürlüklerin teminat altına alınmadığı, adaletin sağlanmadığı, adalete güvenin zedelendiği bir toplumda, siyasi iradenin ekonomik kalkınma ve ilerleme yönünde yapacağı hamleler de eksik kalmaya mahkûmdur” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi’nde düzenlenen 24. Dönem Adli Yargı Hâkim ve Cumhuriyet Savcıları Kura Töreni’ne katıldı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, törende yaptığı konuşmada görevlerine başlayacak bin 8 adli yargı hâkimi ve cumhuriyet savcısı ile yedi idari yargı hâkimini tebrik etti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, hâkim ve savcı adayları arasında kadınların, başarılarıyla öne çıktığını gördüklerini belirtti.

Mesleki eğitim süreçlerini birincilikle bitiren kadın hâkim ve cumhuriyet savcılarını tebrik eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Şu an ülkemiz genelinde 21 bin 844 hâkim ve savcı görev yapmaktadır. Bugünkü kura törenimizde inşallah bu sayıyı 22 bin 859’a yükseltmiş olacağız. Bu vesileyle altı sene önce teröristler tarafından makamında kalleşçe şehit edilen Cumhuriyet savcımız Mehmet Selim Kiraz başta olmak üzere adaletin tecellisi uğrunda çalışırken vefat eden, şehit düşen yargı mensuplarına Allah’tan rahmet niyaz ediyorum. Buradaki her bir kardeşimin şehit Mehmet Selim Kiraz’dan aldığı adalet sancağını çok daha yukarılara taşımak için gayret göstereceğine inanıyorum. Biz de bu süreçte hiçbir sıkıntı yaşamadan görevinizi en iyi şekilde yapabilmeniz için sizlere gereken her türlü desteği vermeye devam edeceğiz.”

“ADALET TERAZİSİNİN DOĞRU TARTMASI KADAR ADALETİN GECİKMEMESİ DE ÖNEMLİDİR”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, son 19 yılda bu amaç doğrultusunda adliye kapısını adaletin kapısı hâline getirmek için tarihî nitelikte birçok adım attıklarını söyledi.

İktidara geldiklerine 9 bin 349 olan hâkim savcı sayısını neredeyse 2,5 kat artırarak mahkemelerin yükünü hafiflettiklerini, aynı şekilde mahkeme sayısını adli yargıda yüzde 84, idari yargıda yüzde 38 çoğaltarak yargı süreçlerini hem basitleştirdiklerini hem de hızlandırdıklarını anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, infaz koruma memurlarının yıpranma paylarından mübaşirlerin genel idare hizmeti almasına, hâkim ve savcıların özlük haklarından çalışma şartlarına kadar her alanda önemli iyileştirmelere gittiklerini anımsattı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, yargı mensuplarının görevlerini huzur ve güven içinde yapabilmelerini temin için hiçbir fedakârlıktan kaçınmadıklarını vurguladı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu değerlendirmelerde bulundu: “Adalet, mülkün temeli olduğu kadar sosyal barışın, refahın, istikrarın, kalkınma ve büyümenin de lokomotifidir. Temel hak ve özgürlüklerin teminat altına alınmadığı, adaletin sağlanmadığı, adalete güvenin zedelendiği bir toplumda, siyasi iradenin ekonomik kalkınma ve ilerleme yönünde yapacağı hamleler de eksik kalmaya mahkûmdur. Suriye başta olmak üzere yakın coğrafyamızda yaşanan müessif hadiseler adaleti, temel hak ve özgürlükleri, hukuku ve insani değerleri hiçe sayan ülkelerin ayakta kalamayacaklarını acı bir şekilde göstermiştir. Adalet terazisinin doğru tartması kadar adaletin gecikmemesi de önemlidir. Hep söylediğimiz gibi geciken adalet, adalet değildir. Bu ilkeden hareketle göreve geldiğimizden beri adalet mekanizmalarının etkin çalışması ve adalet sisteminin hızlı işlemesi için çaba harcıyoruz.”

“ADALET HİZMETLERİNİN, MEHABETİNE UYGUN ALANLARDA YÜRÜTÜLMESİNİ SAĞLADIK”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, adalet kurumlarının modern ve fonksiyonel mekânlara kavuşturulmasına ayrıca önem ve öncelik verdiklerini dile getirdi. Türk adaletine, hâkimlere, savcılara, avukatlara, o kurumlarda görev yapan insanlara yakışır adalet sarayları inşa ettiklerini anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “2002 yılından bu yana inşa ettiğimiz modern 275 adalet hizmet binasıyla, adliyelerimizin altyapı eksikleriyle adalet hizmeti veren kapalı alan miktarı 2002 yılında yalnızca 569 bin metrekareyken bugün bu rakamı 5 milyon 609 bin metrekareye çıkardık. Hâkim ve savcılarımızı, merdiven altlarında kurulan masalarda adalet dağıtmak gibi utanç sahnelerinden kurtararak adalet hizmetlerinin, mehabetine uygun alanlarda yürütülmesini sağladık. Son olarak adli yıl açılış programında 10 bloktan oluşan 422 bin metrekare kapalı alana sahip yeni Yargıtay binamızı törenle hizmete aldık. Böylece Ankara’da altı ayrı binaya bölünmüş olan Yargıtay’ı tek çatı altında toplayarak kurumun işleyişindeki vakit ve kalite kaybının önüne geçtik. Başkentimize de şanıyla, ismiyle, tarihiyle mütenasip model bir adliye binası kazandırmak için çalışmalarımız devam ediyor. Yaklaşık 700 bin metrekare kapalı alana sahip olacak bu binanın hazırlıkları Adalet Bakanlığımız ile Çevre ve Şehircilik Bakanlığımız tarafından yürütülmektedir. İnşallah 2021 yılı bitmeden yeni adliye binamızın temelini atmayı planlıyoruz.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, adaletin tecellisi ve hakkın yerini bulabilmesi için sağlıklı bir çalışma ortamının öneminin tartışma götürmeyeceğini aktardı. Ancak sadece modern ve ihtişamlı binalar yapmakla adaletin tesis edilemeyeceğinin bir gerçek olduğunun altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Adalet terazisindeki mizanın bozulmaması için temel şart; güçlü, tarafsız, bağımsız ve uluslararası normları özümsemiş bir hukuk sisteminin varlığıdır” görüşünü paylaştı.

Türk hukuk sisteminin en büyük açmazının, neredeyse her on yılda bir antidemokratik bir müdahaleye maruz kalması olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Aynı şekilde yargı camiamız da uzun yıllar boyu ya vesayetçilerin ya da halka rağmen halkçılık yapan jakoben zihniyetin tasallutu altında kalmıştır. Öyle ki bu ülke, sadece belli siyasi görüşe ve meşrebe mensup hâkim ve savcı almakla övünen adalet bakanları görmüştür. Güya adaleti tesis etmek adına bir sağdan bir soldan gençlerin darağacına gönderildiği günler, dönemler yaşadık” diye konuştu.

“YÜZ KIZARTICI DURUMLARA ŞAHİTLİK ETTİK”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Uyduruk davalarla başbakan ve bakanların yargılandığı, şehit edildiği, yüz kızartıcı durumlara şahitlik ettik. Darbeciler karşısında selam duran, darbecileri ayakta alkışlayan, vesayetçilerin önüne cüppesini seren sözde yargı mensupları gördük. Son 19 yılda, bir taraftan mevzuatımızdaki vesayet kalıntılarını temizlerken, diğer taraftan Türk yargısına musallat olan işte bu zihniyete karşı da amansız bir mücadele yürüttük. Haksız ithamlara ve eleştirilere rağmen 2002’den bu yana ülkemizde adaleti hâkim kılmak, insan hakları ve demokrasi standartlarını yükseltmek için reform irademizi daima canlı tuttuk. Türkiye’yi sadece ekonomide ve demokraside değil aynı zamanda temel hak ve özgürlükler alanında da büyütmenin çabası içinde olduk. Kamuoyumuzla paylaştığımız Yargı Reformu Strateji Belgesi ile İnsan Hakları Eylem Planı, reform irademizin en son örnekleridir. Bu iki belge, Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılına yürürken hukuk ve demokrasi alalında yol haritamızı oluşturmaktadır.”

Yargı Reformu Strateji Belgesi’nin vizyonunu, güven veren ve erişilebilir bir adalet sistemi olarak belirlediklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, İnsan Hakları Eylem Planı’nda da özgür birey, güçlü toplum ve daha demokratik bir Türkiye perspektifini ortaya koyduklarını dile getirdi.

“ELEKTRONİK DURUŞMA UYGULAMASINI YARGININ HİZMETİNE SUNDUK”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, sahadan gelen taleplerle vatandaşların ihtiyaç ve beklentileri doğrultusunda yargı paketlerini hızla hayata geçirdiklerini bildirdi.

Birinci yargı paketinde hak ve özgürlükleri koruyan ve güçlendiren bir yaklaşımla ceza muhakemesinde ciddi değişiklikler yaptıklarını anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Özellikle ifade özgürlüğünü ilgilendiren konularda hak arama yollarını genişlettik. Seri muhakeme ve basit yargılama gibi işi kolay kılan, zahmetsiz ve adil şekilde çözen usulleri hukuk sistemimize kazandırdık. İkinci yargı paketinde, infaz sistemimizin iyileştirme ve topluma yeniden kazandırma işlevini insan odaklı bir anlayışla güçlendirdik. İnfaz hâkimliği kurumunu, sistemin merkezine koyarak bu mekanizmayı daha etkin ve infazın ıslah amacına uygun hâle getirdik. Üçüncü yargı paketinde, özel hukuk alanında sadeleştirici ve hızlandırıcı yenilikleri hayata geçirdik. Elektronik duruşma uygulamasını yargının hizmetine sunduk. Özellikle salgın sürecinde hem yargı camiamız hem de vatandaşlarımız, bu uygulamadan büyük fayda sağladı.”

“İCRA KONULARINI, AİLE HUKUKU ALANINDA ÇOCUKLA KİŞİSEL İLİŞKİ KURULMASINDAN ÇIKARACAĞIZ”

Geçen adli yılın sonunda kanunlaşan dördüncü yargı paketiyle de mağdur odaklı adalet anlayışını ortaya koyan yeniliklere imza attıklarını anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “İnsanımızın masumiyet karinesini, lekelenmeme hakkını güçlendiren adli araçları sisteme kazandırdık. Yine bu paketle, vatandaşlarımızın idari makamlara yaptıkları başvurulara, idarenin cevap süresini 60 günden 30 güne indirdik” açıklamasında bulundu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, hukukun, insanının hayatında zorlaştırıcı değil kolaylaştırıcı, yük olan değil yük alan bir rol üstlenmesini istediklerinin altını çizdi.

Reform adımlarının gerisindeki temel yaklaşımın, çözüm odaklı bir şekilde yargıda iş ve işlem kolaylığı sağlanması olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu bakımdan reform kavramı bizim için siyasetin ve vatandaşımıza hizmet etmenin en önemli araçlarından biridir” görüşünü paylaştı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Türkiye’nin adalet ve kalkınma başarısının sırrı, devletin milletle beraber yol yürümesi, yol boyunca da kendini sürekli olarak yenileyebilmesidir” dedi.

Dünyada devlet ve birey ilişkisinin köklü şekilde değiştiğini, Türkiye’de de hemen her alanda büyük bir zihniyet devriminin yaşandığını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Elbette siyaset gibi yargının da bu değişime bigâne kalması düşünülemez. Adalet sisteminin işleyişini güçlendirmek, yargıya ve kararlarına güveni en üst düzeye çıkarmak, önümüzdeki dönemde de önceliğimiz olacaktır. Meclisimizin iradesine sunacağımız yeni yargı paketlerinde, değişen şartlara göre ortaya çıkan ihtiyaçları, talepleri ve beklentileri, kolaylaştırıcı bir yaklaşımla karşılamayı esas alacağız. Bu adli yılda da mağdur odaklı adalet hizmetlerinde, gerek mevzuat, gerekse idari faaliyetler açısından çalışmalarımızı en üst seviyeye çıkaracak bu tür düzenlemeleri hayata geçirmeyi planlıyoruz. Örneğin, icra konularını, aile hukuku alanında çocukla kişisel ilişki kurulmasından tamamen çıkaracağız. Bunun yerine mağdur hizmetleri mekanizmasını tesis ederek çocuğun üstün yararını hâkim kılacağız. Yine vatandaşımızın kamu kurumlarıyla olan işlerinde öngörülebilirlik ve hukuk güvenliğini artıracak yeni adımlar atacağız. Bu kapsamda idari sulh usulü sistemini rahatlatacak bir yeniliğimiz olacak. Vatandaşımızın kamu ile uyuşmazlıklarında mahkeme mahkeme dolaşmadan dilekçeler, dosyalar, başvurular arasında vakit kaybetmeden hakkına kavuşmasını istiyoruz. Yakında her ilde sulh komisyonlarını devreye alıyoruz. Böylece yargının iş yükünü düşüren bir çözüm yolunu daha hukuk sistemimize kazandırmayı hedefliyoruz.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bir hâkime düşen yıllık dosya sayısının adli yargıda 709, idari yargıda 408 olduğunu aktararak, yargıdaki iş yükünün son 10 yılda yüzde 38 oranında azaldığını, bunu daha da aşağı çekecek alternatifler geliştireceklerini belirtti.

HÂKİM VE SAVCI YARDIMCILIĞI MÜESSESESİ

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bir başka yeniliğimiz de özellikle bu salonu dolduran genç arkadaşlarımızı ilgilendiren hâkim savcı yardımcılığı müessesesidir. Bu kurumu da yeni adli yılda milletimizin hizmetine sunacağız. Böylece yargı mensubunun mesleğe daha tecrübeli, bilgili ve tam anlamıyla başlamasını amaçlıyoruz” ifadesini kullandı.

Coğrafi teminat, tayin, terfi ve atama usulleri gibi konuları da hâkimlik teminatını güçlendiren bir anlayışla ele alacaklarını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, tüm bu yapılanların hedefine ulaşmasının ancak nitelikli, çalışkan, mesleğine âşık insan kaynağıyla mümkün olduğunu söyledi.

Hâkim ve savcı adaylarına tavsiyelerde bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Donanımınızı sürekli artırmanız, yorulmadan okumanız, teoriyi ve pratiği yakından takip etmeniz, adına karar vereceğiniz bu millete olan borcunuzdur. Bu uğurda belki deyim yerindeyse çok mürekkep yalayacaksınız ama insanımızın yüzünde belirecek minnet duygusu, eminim tüm yorgunluğunuzu alacaktır. Annelerinizi, babalarınızı ne denli mutlu edeceğinizi özellikle hatırlayın” diye konuştu.

Öğrenmenin ve ilerlemenin temel şartı olan “mürekkep yalamak” deyiminin kaynağını anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Eskiden hattatların hat yazarken kullandıkları ‘is’ mürekkebinin silinmesini sağlayan tek şey insan tükürüğüymüş. Dolayısıyla hattatlar yazarken hata yaptıklarında yanlışları o mürekkebi yalayarak silerler, sonra da düzeltirlermiş. ‘Çok mürekkep yalamak’ deyimi işte buradan geliyor. Yani çok mürekkep yalamış kişi hatasız değil, bilakis hatalarını en aza indirmenin arayışını hiç bırakmamış, en doğrusunu, en iyisini bulmak için bir ömür çaba sarf etmiş kişidir. Her sosyal uğraş gibi yargılama da beşeri zaaf ve hatalarla yüklü kişilerce yapılmaktadır. Adil olmak ve adil görünmek sorumluluğunuza gölge düşürmeyen hatalar, mesleki tecrübeye katkı sağlayacak bir ders, yeni bir bakış açısı kazanmak için fırsat olarak da görülebilir.”

“HÂKİMİN, SAVCININ LİSANI, MAKUL SÜREDE VERECEĞİ ADİL KARARDIR”

Hukuki ve beşeri hataların geri dönüşünün mümkün olduğunu, fakat adalet hatasının telafisinin bulunmadığını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Hayatın her alanındaki tavrınızı, duruşunuzu ve sözünüzü bu çerçevede belirlemelisiniz. Hâkimin, savcının lisanı, makul sürede vereceği adil karardır. Önünüze gelecek her dosyanın içinde en az bir insanın hikâyesi, en az bir insanın istikbali ve kaderi olduğunu asla unutmayın. Vazifenizi icra ederken, hukukun üstünlüğü ilkesine ve masumiyet karinesine lütfen leke sürdürmeyin. İnancı, konumu, kökeni, kimliği ne olursa olsun tek bir vatandaşımızın dahi hakkının, hukukunun yenilmesine kesinlikle rıza göstermeyin. Adaleti sağlamanın ölçüsü, sosyal medyada atıp tutan, gerçek niyeti ve kimliği meçhul kalabalıkların tutumu değil, kanundur, nizamdır, maşeri vicdandır. Vicdanınızla, kararlarınız arasına hiç kimsenin, hiçbir gücün, hiçbir maddi değerin girmesine müsaade etmeyin. İnşallah sizlerin de çabalarıyla adalet sistemimizin işleyişini güçlendirecek, yargıya ve kararlarına güveni en üst düzeye çıkarmaya devam edeceğiz.”

Hâkim ve savcı adaylarına, ülkeye ve millete yapacakları hizmetlerden dolayı teşekkür ederek, kura töreninin hayırlı olmasını dileyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ülkemizin dört bir yanında inşallah sizlerle adaletin çok daha farklı bir şekilde güç bulacağına inanıyorum. Şimdiden yolunuz açık olsun” ifadesini kullandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, hitabının ardından 24. dönem adli yargı hâkim adayları birincileri Şeyma Akgül ve Songül Kaçmaz ile 24. dönem adli yargı cumhuriyet savcısı adayları birincisi Selen Güllü’ye plaketlerini verdi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın butona basmasının ardından 1015 adayın görev yerleri kura ile belirlendi. Törene, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay ve Adalet Bakanı Abdulhamit Gül de katıldı.

Kaynak.https://www.tccb.gov.tr/haberler/410/130704/-adalet-mulkun-temeli-oldugu-kadar-sosyal-barisin-refahin-istikrarin-kalkinma-ve-buyumenin-de-lokomotifidir-

Yayın Tarihi: 28 Eylül 2021

Son Güncelleme: 27 Eylül 2021

SİYASET