.“MTÜ Olarak Üzerimize Düşeni Yapmaya Her Zaman Hazırız.”
Ankara Rusya Araştırmaları Enstitüsü, Rusya Federasyonu Ankara Büyükelçiliği ve Malatya Turgut Özal Üniversitesi işbirliğiyle, Türkiye Cumhuriyeti Kültür ve Turizm Bakanlığı destekleriyle Türkiye-Rusya İlişkilerinin 100. Yılı hatırasına (2020 yılı) Türkiye’de ilk defa Rusya Federasyonu Etnik Atlası yayınlandı. İlgili kitabın tanıtımı Ankara Rusya Bilim ve Kültür Merkezi’nde yapıldı.
İki ülke işbirliğiyle hazırlanan kitap 2020 yılının Türkiye-Rusya ilişkilerinin 100. Yılı olması nedeniyle hatıra kitap olarak hazırlandı. Kitabın hazırlanmasında Ankara Rusya Araştırmaları Enstitüsü Başkanı ve Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi öğretim üyesi Pof. Dr. Salih Yılmaz ile Rusya Federasyonu Ankara Büyükelçiliği Kültür Müsteşarı Doç. Dr. Alexandr Sotniçenko, Kültür ataşesi Dr. Evgeniy Bahrevsky Malaya Turgut Özal Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Aysun Bay Karabulut ile Rusya’dan birçok akademisyen katkıda bulundu ve danışmanlık yaptı.
“Üzerimize Düşeni Yapmaya Hazırız”
Malatya Turgut Özal Üniversitesi (MTÜ) Rektörü Prof. Dr. Aysun Bay Karabulut takdim yazısında, “Türkiye ve Rusya arasındaki ilişkiler, tarihî niteliğe ilave olarak günümüze dek devam ettirilen, bir diğer ifadeyle her dönemde sürekliliği olan ilişkilerdi. Türkiye ile Rusya arasındaki ilişkilerin, önümüzdeki yüzyıl açısından hem bölgesel hem de küresel düzeyde önemli olduğu düşüncesindeyim. Coğrafyamızın geleceği biraz da bu ilişkinin gidişatına göre şekillenecek. Dolayısıyla iki ülke arasında oluşan bağlantı hatlarının daha güçlü, sağlıklı ve güvenli olması için herkesin üzerine düşeni yapması gerekmektedir. Malatya Turgut Özal Üniversitesi olarak üzerimize düşeni yapmaya her zaman hazırız. Bu anlamda da kitabın hazırlanmasında destek olduk. Bundan sonra da iki ülke ilişkilerinde üzerimize düşen ne varsa yapmaya gayret göstereceğiz.” ifadelerini kullandı.
Rektör Prof. Dr. Karabulut, “Rusya Federasyonu Etnik Atlası adlı kitapta Rusya’da yaşayan yerli 123 etnik topluluğun yaşadıkları coğrafya, tarih, kültür, din, dil, ekonomi, sanat vd. alanlarda harita ve fotoğraflarla desteklenerek anlatılmıştır. İlgili kitap ilk olması nedeniyle Türkiye’de oldukça ilgi görüyor. Kitapta ele alınan bazı etnik grupların Türkiye’de henüz adının bile duyulmadığı dikkate alındığında bu ilginin nedeni de anlaşılıyor. Özellikle Sibirya’da yaşayan toplulukların gelenekleri ve yaşayış biçimleri kitapta örneklerle anlatılmıştır.” ifadelerine yer verdi.
“Biz Yalnızca Komşu Devletler Değiliz.”
Kitabın hazırlık aşamalarına değinen Kitabın yazarı ve editörü Prof. Dr. Salih Yılmaz, şu şekilde konuştu, “Bu kitap, Rusya’nın tarihte Türkler ile yakın münasebetler kurup ama savaş ama barışla yüzyıllardır devam eden bir komşuluk ilişkisinin olumlu yönde daha da gelişmesi için yazılmıştır. Rusya, 17.075.400 km²’lik yüzölçümü ile dünyanın en geniş ülkesidir. Bu coğrafya dünya yaşam alanının sekizde birini kapsar. Rusya aynı zamanda 2020 yılı itibarı ile 146 milyonu aşan nüfusu ile dünyanın en kalabalık dokuzuncu ülkesidir. Avrasya’nın iki önemli devleti olan Türkiye ve Rusya çatışmadan uzak durmak, aralarındaki istikrarlı ortamı sürdürmek, anılan bölgelerde barışı korumak ve iktisadi refahlarını artırmak istiyorlarsa birbirlerini daya iyi tanımak zorundadırlar. Bu kitap, Rusya’yı Türkiye’de tanıtmak amacıyla yazılmıştır. Rusya eski Dışişleri Bakanı İgor İvanov’un Türkiye hakkında dediği gibi: “Biz yalnızca komşu devletler değiliz. Yüzyıllara dayanan ortak tarih, son dönemlerde eşi görülmemiş ekonomik ve ticari işbirliği ve insani ilişkiler bizi birleştirmektedir.”
Türkiye’de “Rusya’da Kimler Yaşıyor?” sorusuna cevap sadece Ruslar yaşıyor olurdu. Fakat Rusya sınırları içerisinde 160 farklı etnik grubun olduğunu söyleyebiliriz. Bu 160 etnik grup tarafından 140 civarında dil/ lehçe konuşulmaktadır. Rusya sadece etnik bir zenginlik değil aynı zamanda Hristiyanlık, İslam, Budizm ve Yahudilik gibi geleneksel dinler ile Şamanist, Panteist ve Pagan inancının da yoğun olarak yaşandığı bir coğrafyadır. Rusya Federasyonu, 146 milyonu aşan nüfusu içerisinde yaklaşık 12 milyon Türk soylu halkları da barındırmaktadır. Bu kitabı hazırlarken öncelikle 2014 yılından itibaren Rusya’nın farklı coğrafyalarında seyahat ederek etnik topluluklarla birebir tanışma ve inceleme fırsatı bulduk. Rusya’da 160 civarında etnik unsurun barındığı ve 140 civarında da dil konuşulduğu söyleniyorsa da bizler 123 etnik topluluğu inceledik. Diğer toplulukların kendi yerleşim bölgeleri olmamasından dolayı bu kitapta yer vermedik. Rusya Federasyonu Etnik Atlası, Rusya dışında ilk defa yayınlandı ve biz bunu Türkçe olarak Rusya Büyükelçiliği işbirliğinde hazırlamış olduk. Umut ederiz ki iki ülke ilişkilerinde olumlu bir etki yapacaktır.”
“Bu kitap size iyi bir rehber olacaktır.”
Rusya Federasyonu Ankara Büyükleçisi Alexey Yerhov’un yazdığı sunuş yazısında Rusya Federasyonu kültürel kimliğinde 190’dan fazla etnik topluluk bulunduğu ve bunların çoğunun tarihten itibaren var oldukları ana vatanlarında yaşadıkları vurgulanıyor. Yerhov, bu kitabı okurken Rusya halklarının tarihi, dilleri, kültürleri, gelenekleri ve devlet ile olan ilişkilerini genel anlamda tanımış olunacağı, Rusya coğrafyasını ve Rusya’yı anlamak istiyorsanız ancak o bölgede yaşayan halkların tarihini, siyasi, ekonomik ve kültürel gelişimini anlamakla ile işe başlanması gerektiği tavsiye edilmektedir. Yerhov, “Bu kitap size iyi bir rehber olacaktır.” sözüyle sunuşunu tamamlamaktadır.
Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı İdari İşler Başkanı Metin Kıratlı’nın kitap için yazdığı takdim yazısında şunları ifade etti: ‘Coğrafya kaderdir’ sözü, hiç şüphesiz kolaylıkla anlaşılabileceği gibi, yaşanılan coğrafyanın insan ve toplumlar üzerindeki etkisine işaret etmektedir. Her şey değişebilir, fakat coğrafya değişmez. İnsanlar ve toplumlar coğrafyalarına bağlı ve bağımlıdırlar. Siyasî, ekonomik ve kültürel, hatta dinî konulardaki duyarlılıkların belirlenmesinde coğrafyanın yadsınamaz bir etkisi vardır. Meseleye bu açıdan bakıldığında, Türkiye ile Rusya’nın coğrafi açıdan da bir arada bulundukları ve yüzyıllardır aynı coğrafyayı paylaşan kadim milletler olarak yanyana yaşadıkları görülür. Birbirlerini anlamak için çaba göstermeliler. Birbirlerinin tarihlerine daha fazla aşina olmalı, halklarını daha fazla tanımalı ve kültürlerine daha fazla vâkıf olmalıdırlar. Bu kitabın özellikle Rusya’da yaşayan farklı etnik kimliklerin ve Türk soylu halkların dinî ve kültürel birliklerini korumaları ve geliştirmeleri noktasında büyük fayda sağlayacağını düşünüyorum. Ayrıca Rusya Federasyonu ve Türkiye arasındaki etnik ve kültürel bağlar hakkında farkındalık yaratarak iki ülke arasındaki ilişkileri kuvvetlendireceğini ümit ediyorum.”
“Vladimir Putin, Rusya’nın Çok Kültürlü Etnik Yapısına Dikkat Çekti”
Rusya Parlamentosunun alt kanadı Duma’da grubu bulunan partilerin liderleriyle video konferans yöntemiyle 17 Şubat 2021’de bir görüşme yapan devlet başkanı Vladimir Putin, Rusya’nın çok kültürlü etnik yapısına dikkat çekerek ulusal bilinç konusuna dikkat çekti. Bu görüşmede şunları vurgulamıştı:
“Ülkemizde daha önce kullanılan ‘Sovyet halkı’ terimi kötü değildi, birleştiriciydi. Rusya halkı gerçekten devlet kuran bir halk ancak çok uluslu ve çok etnik kökenli yapının korunması gerekiyor. Burası hepimizin anavatanıdır. Rusya’da yaşayan her halkın kültürü, tarihi, kökenleri Rusya’da dikkate alınıyor, gelişiyor ve bunlara saygı gösteriliyor. Mottosu ‘Rusya Ruslar içindir’ olan mağara milliyetçiliğinin sadece Rusya’ya zarar verdiğini anlamalıyız. Bu sadece ülkenin içeriden karıştırılmasına imkân sunar. Buna izin vermemeliyiz. Rusya’da yaşayan tüm halklar bizim için değerlidir.”
Malatya Turgut Özal Üniversitesi Basın Bülteni